1989 yılında, Karadeniz insanının yaşam biçimini anlattığı “Oluklu Vadi`nin Kadınları” adlı kitabını yayınladı. 1988 yılından başlayarak resim dersleri aldı. Ünlü hocalarla çalışan sanatçı daha sonraki yaşamında doğup büyüdüğü yörenin doğasını naif bir anlayışla resmederken, duygularını “ÇİZGİ” isimli şiir kitabında topladı.
Sanatçının resimleri; görsel açıdan çekiciliği olan, güzellikler sunumu; doku, görüntü ve renk teknikleri açısından başarılı çalışmalar ürünü, kişileri duygul
DEVAMIandıran, iyi donatılmış uyumlu ve dengeli etkiler bırakan, mutluluğa tanıklık eden resimlerdir.
Sanatçı, tahta işçiliğinin nadide güzelliğini varolduğu dede evindeki pencereden; portakal ve çay bahçelerini seyrederek büyüdü. Bu nedenle doğanın üretici gerçekliğini resimlerine yansıtırken, bir başka üretken kadının; esirgemediği fedakarlığını tablolarına taşıdı.
Resimleri; uzaktaki dağların üstüne çöken sislerin rutubetinde çay bahçeleri, portakal ağaçları, bir kayanın yanındaki gelincikler, papatyalar, doğayı doku doku süsleyen yeşilin; yağmur, sis ve güneşle gün boyu buluşup oynaştığı, ovaları, yaylaları hepimize bir hatırlatma gibidir.
Anadolu`nun yalnız ağaçlı buğday tarlalarını, yalnızlıktan kurtararak zenginleştiren bir anlayışla tuvale aktaran sanatçı, kentin yalnızlığına isyan eder gibidir. Naif resimleri, içimizdeki yitirilmiş güzelliklere bir övgü olarak düşünülebilir.
İnsanı üşüten, ya da rüzgarın önünde ağaçların uçtuğunu hissettiren gizemli doğa resimleri, insanda Anadolu`ya dönüş duyguları uyandırır.
DAHA AZ GÖSTER