İdil İlkin’in büyük ebatlı foto kolajları özellikle minimal müzik, hat, ebru, halı ve çinilerden etkilenmektedir. İlkin geleneksel İslam sanatı veya minimal müzikte de karşılaştığımız birbirini tekrarlayan motiflerle kitle iletişim araçlarının ve ekonomik döngülerin dayattırdığı yaşam tarzları ve tüketim alışkanlıkları üzerine düşünmektedir. Kendisine göre tüketici kimliğimiz sürekli olarak algılarımızı ve fikirlerimizi şekillendirildiği için gittikçe bu rolleri oynamaya alışan ve kişiliğimizi b
DEVAMIu rollerin içinde konumlandıran bireyler olmaktayız. Kalplerimizde taşıdığımız varoluşçu kaygının eşlik ettiği hayatta kalma ve varlığımızı geleceğe taşıma sürecinde kişiliklerimiz çarpıklaşırken, kendimizi bu dayatılmış uyarıcıları kovalamaya adayan, iç sesimizi duymazlıktan gelen birbirimizin kopyası, standart “dürtü-sağır” modellere dönüştürmekteyiz. “Görmek inanmaktır” gibi sayısız klişe ve sloganı kabullenmemiz istenirken; gözlerimizi kapatmayı ve kişisel iç görülerimizi deneyimlemeyi ihmal etmekteyiz.
Süre giden bakma, gözlemleme, inanma, kabullenme, itaat ve taklit etme süreçleri onu ritim, tekrar, yankı, ve yansıma hakkında düşündürmektedir. Kendisi işlerinde tünel, otoyol, toplu konut, sokak lambası, hastane, lüks tüketim ürünleri, ünlü yüzler, oyuncak, silah, ulaşım aracı, organik endüstriyel tasarım vb. görüntüleri çoğaltarak kolajlarıyla bir kelimeyi, fikri veya görüşü tekrarlarken kelime, ses ve görüş kesişip derinlik ve sessizlikte yankılanmaktadır.
İlkin algıdaki narkotik kaliteyi objektif sunuş biçimlerinden daha ilgi çekici bulduğundan her tekrarlanan elemanı eritip tekrar birleştirerek, bükerek ve deforme ederek tek bir görüntü elde etmektedir. Görüntüler birçok düzlemde organize edilip tanımlandıkları için kompozisyonlar hem zaman hem de boyut seviyesinde ayrı olarak ele alınabilirken, akıcı anamorfik şekiller dijital müdahaleler sayesinde görüş açısına girip çıkmakta; böylece resim, fotoğraf ve baskının dinamik bir sentezi elde edilmektedir.
DAHA AZ GÖSTER