Köy okulunu bitirdikten sonra çobanlık, ekin biçme,taş kırma gibi çeşitli işlerde çalışan İbrahim Balaban, adam öldürmek suçuyla girdiği (1937) Bursa cezaevinde Nazım Hikmetle tanışarak, onun teşvikiyle resme başladı. 1950 affıyla serbest kalınca, bir süre İstanbul’da Nazım Hikmet’in evinde oturup, 1953’ten başlayarak Anadolu köylüsünün yaşamını işlediği tablolarını sergiledi. 1982-85 arasında “Bereket Anaları”, “Çocuklarımızın Sevinci” adlı resim dizilerini, 1984’te “Yaşam Kavgası” dizisini haz
DEVAMIırladı. 1985 sonunda Anadolu kahramanlarının portrelerine ağırlık verdiği bir sergi açıp, sergilerini 1990’da ve 1993’te sürdürdü. Ayrıca, resim anlayışını ve yaşamını konu alan kitaplar yayınladı: Balaban (1962), İz (1965), Şair Baba ve Damdakiler (Bursa cezaevi anıları, 1968). 1990’da ise Dağda Duruşma adlı romanı yayınlandı.
DAHA AZ GÖSTER