Arif Hikmet Koyunoğlu
- Fotoğrafçı / Mimar
- 1888 - 1982
- İstanbul
Biyografi
Sergileri
SERGİ ADI | YIL | DURUM |
---|---|---|
İFSAK Arşivi Aralanıyor-3 /Fotoğrafçı |
2017 | Sona Erdi |
Resim öğretmeni ressam Hoca Ali Rıza'nın önerisi üzerine mimarlığa yönelen Koyunoğlu, yükseköğrenimini 1908-14 arasında Sanayi-i Nefise Mektebi'nde görmüş, burada Vallaury ve Mongeri'nin öğrencisi olmuştur. Genç yaşta babasını yitirince Âsar-ı Atika Müzesi (İstanbul Arkeoloji Müzeleri) müdürü Osman Hamdi ve kardeşi Halil Edhem Eldem'in yardımıyla müzeyle ilgili işler almış, Mongeri'nin Beyoğlu'nda uygulamakta olduğu Saint Antoine Kilisesi'nin yapımında çalışmıştır. I. Dünya Savaşı başlayınca ask
DEVAMIere, Erzurum'a alınan Koyunoğlu, ordudaki görevinin yanı sıra Erzurum'da İttihad ve Terakki Cemiyeti Kulübü'nü inşa etmiştir. Savaş sonrası yeniden İstanbul'a dönmüş, işgâl altında bulunan kentte mimarlık yaparak geçinme olanağı bulamadığından tabelacılık, foto muhabirliği ve fotoğrafçılık yaparak hayatını kazanmaya çalışmıştır. İlk Türk fotoğrafçılarından biri olarak Cağaloğlu'nda Yeraltı Fotoğrafhanesi'ni açan Koyunoğlu, işgâl güçleri tarafından takibe alınınca İstanbul polis müdürü olan arkadaşı Nevzat Tandoğan'ın yardımıyla Ankara'ya kaçmıştır. Burada Şeriye ve Evkaf Vekâleti İnşaat ve Tamirat Heyet-i Fenniyesi'nde kısa bir süre mimar olarak çalışmış, daha sonra da kendi bürosunu açarak serbest çalışmaya başlamıştır. Bu yıllarda resmî ya da özel yapıların mimarlığını yaparken bir yandan da Hâkimiyet-i Milliye gazetesine ve Türk Yurdu dergisine kültür ve mimarlık konularında yazılar yazmış, İstanbul'daki İleri gazetesinin foto muhabirliğini yapmıştır. Bursa'da Tayyare Cemiyeti Tiyatro ve Sineması'nın (1930-34) uygulamasından sonra, o yıllarda yurt dışından çağrılan yabancı mimarların önemli devlet yapılarının tasarımıyla görevlendirilmeleri ve Ankara'da iş olanaklarının kısıtlanması nedeniyle 1935'te İstanbul'a yerleşmiştir. Burada eski yapıtların onarımı üzerine çalışmış, evler, apartmanlar tasarlamış ve uygulamıştır.
Koyunoğlu'nun yapıtları I.Ulusal Mimarlık akımının özelliklerini taşır. Ankara'daki ilk önemli yapısı "Emanet-i Mübareke" adıyla bir camide saklanan değerli eşyanın sergilenmesi amacıyla yapılan Etnografya Müzesi'dir (1925-28). Bunu Maarif Vekâleti Binası izlemiştir. En önemli yapısıysa Osmanlı mimarlığından esintiler taşıyan ve daha çok seçmeci bir tarzı yansıtan Türk Ocağı Binası'dır (1927-30). Projesi, Vedat Tek, Kemaleddin Bey ve Mongeri'nin de katıldıkları sınırlı bir yarışma sonucunda kabul edilmiştir. Koyunoğlu'nun Ankara'daki bir başka yapıtı da Himâye-i Etfal'dir (Çocuk Esirgeme Kurumu Binası; 1925-30). Bunların yanı sıra Ankara'da Celal Bayar Evi ile Mithat Alam Evi (İsrail Büyükelçilik ikametgâhı), İstanbul'da, Florya'daki Hasan Bey, Ortaköy'deki İskender Bey, Sultanahmet'teki Recep Peker (İstanbul Kültür Müdürlüğü) Köşkleri ile, Bebek'teki Rakım Enç Apartmanı vb. dönemin ileri gelenlerinin evlerini yapan Koyunoğlu, Evkaf Vekâleti tarafından yaptırılan dört örnek konutun yapımında çalışmış; Hacı Bektâş Veli Türbesi'nin onarımı ve Bursa yakınlarında iki göçmen köyü evlerinin yapılmasıyla görevlendirilmiştir. Koyunoğlu, Türk yapı geleneğine özgü bir tür olan mezar yapılarıyla da ilgilenmiş, Türk sanatında heykelin yerini tuttuğunu söylediği mezar taşlarıyla ilgili bilgi ve belgeler toplamıştır. Kendisinin de bu alanda yapıtları bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖSTER
SERGİ ADI | YIL | DURUM |
---|---|---|
İFSAK Arşivi Aralanıyor-3 /Fotoğrafçı |
2017 | Sona Erdi |
X