Küçükçiftlik parktaki mükemmel atmosfer için öncelikle herkese teşekkür etmeliyiz. Arasıra rahatsız edici seviyeye ulaşan trafik sesleri, yan yükseltideki karanlıkta beliren afacan gençlerin neşeli bağırışlarını yok sayarsak nemli ama ılık bir havada, yıldızların altında oyun izlemek, salgın günlerinde çok iyi hissettirdi.
Ancak bu kadar olumlu atmosferde, olumsuz bazı şeyler vardı. Mırıldanarak konuşan, ihtişamından çok yorgun argınlığıyla canımızı sıkan, kimi (o müthiş) sözleri geçiştirerek atlatan bir cyrano ve güzelliğini zarafetini ararken oynaklığı ve basitliği ile bizleri yaralayan bir roxanne... ve elbette tüylerimizi diken diken etmesini heyecanla beklediğimiz o çok bilinen "istemem eksik olsun" tiradında, roxanne'in başkasını sevdiğini itiraf ettiği anlarda mumla aradığımız duyguların patlayamaması... hele hele finalde artık kahrolmak için nefes nefese hazırlanırken sadece mırıldanan bir cyrano.
Lirik bir oyun bu kadar hazır olmadan sunulabilirdi. Bütün bunlar, başrol oyuncusunun aynı zamanda yönetmenliği üstlenmesinden kaynaklanıyor olabilir mi? Daha önce defalarcasını gördüğümüz bu zaafı maalesef, tiyatroyu onca özlediğimiz ve hasret giderdiğimiz ilk performansta görmeyi istemezdik.
Bu denli popüler, (en usta oyunculardan filmlerini, oyunlarını izlediğimiz) klasik oyunları seçmek çok riskli. O karakterlerin nasıl yorumlanabildiğine dair onlarca örnek hafızalarımızda yer alınca ister istemez kıyaslamalar yapıyoruz. Bu da bizi bazen kolayca yargılama yapmaya itiveriyor...
Herşeye rağmen bizi yıllar sonra, böyle büyük bir oyunla misafir eden tüm ekibe teşekkürler.
Cyrano de Bergerac / kumbaracı50