Hasan Demirci'nin oyunluğunu çok güçlü, performansını da oldukça yüksek buldum. Duygusunun izleyiciye tamamıyla geçtiğini düşünüyorum. Bu oyuna özel olarak, oyunun ikinci perdesi formatında her Lazarus gösterimi sonrası yazar ve oyuncu/yönetmeni izleyenler ile söyleşi yapıyor. Bu yöntem oyunun anlaşılırlığını güçlendirmiş çünkü fazlasıyla metafor içeren bir eser. İzlerken söyleşide değinilmeyen yerler de tutuyorsunuz, mesela Atlantis'ten bahsettiği bir cümle yakaladım, fakat söyleşide buna değinilmedi. Oyun o kadar kompakt ki söyleşide tüm oyunu masaya yatırmaları zaten mümkün olamaz. Oldukça dolu dolu, yazarın gerçek hayat tecrübesi ve zorlu bir tekamül sürecini konu alan, sonrasında bağımsız ilerleyen etkileyici bir eser. İsa'nın Lazarus'u, Bowie'nin Lazarus'u diye düşünerek gelip, olayın tıp terminolojisinde Lazarus etkisi denilen efekte bağlandığı, ayrıca din algısına da oldukça değinen, eleştirel ve yüksek zeka örneği bir oyun.
LAZARUS / THINK House