Tiyatro Hemhâl kurulduğundan bu yana bütün oyunlarını büyük bir zevkle seyrettim. Bunun dışında Hakan Emre'yi 'Bir Meşrutiyet Faciası Yahut Gündüzlerimiz' ve 'Trom' oyunlarında da sahnede izleme fırsatı buldum.
Yazdığı / katkı sağladığı ve yönettiği oyunları daha çok sevmişimdir hep. Oyunculuğu konusunda hep bir soru işaretim vardı şu ana kadar. Olmayan, seyirciye geçmeyen, karaktere bürünemeyen yani beni seyirci olarak o atmosfere çekemeyen bir durum olmuştu hep.
Ancak N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali'nde sesimi duymuşçasına oyun başlamadan önce seyircinin arasına karışıp, karaktere o kadar güzel bürünmüş ki bu durumu ortadan kaldırdı ancak oyun yine de beklentimi karşılayamadı.
1. Sevgili Arsız Ölüm Dirmit'i izleyenler bilir Dirmit'in konuşma tarzı, kelimeler, dilindeki argonun kendine münhasır bir hali var. Birlikte çalışmaktan mıdır, oyunun yönetmenlerinden biri olduğundan mıdır bilmiyorum inanilmaz bir benzerlik vardı oyunculukları arasında. Bunu ancak iki oyunu izleyen biri fark edebilir diye düşünüyorum. Gerçekten oyunculuğunu ödünç almış gibi.
2. Metin bence her anlamda çok güzeldi, konudan kopulmadan, derli toplu içinde dramı, yası, hüznü, kederi, mizahi, müziğiyle çok beğendim ancak. Askerlikten sonrası oyun tekrara düşüyor. Tek kişilik ve yüzlerce kelimelik böyle bir oyunda (90 yazıyor ama oyun tam 105 dakika sürdü) gercekten cok uzundu. Sonu toparlanabilse bu kadar uzatmaya da metnin tekrarına da düşülmez diye düşünüyorum.
Her oyunlarında olduğu gibi bomboş bir sahnede yeri göğü kurduklari metin ve oyunculuk evreni ile doldurmuşlar. Saçınin telinden bileklerine kadar sırılsıklam olduğu çok büyük bir performanstı ki 20 saniye bile es vermedi buna rağmen 2 hata bile sayılamayacak dil sürçmesi ile tamamladı oyunu. Gerçekten hayran kaldım gösterdiği emeğe. İmkan kısıtlılığı her defasında yeni bir yaratıcılıkla dönüyor bu ekipte. Gerçekten iyi bir bütçe verilse Hemhâl yeri göğü yıkabilecek kafaya sahip bir ekip. Velhasıl emeklerine sağlık.
N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali / Tiyatro Hemhâl