Davetlisi olduğumuz bir nikaha gider gibi giriyoruz oyuna. Rollerine oyun başlamadan giren oyuncular gergin, salonun içinden dışına taşan tedirgin bir koşturmaca hakim ortama. Bu mutlu an nereye varacak derken oyun duruyor, ortam değişiyor ve kendimizi, ilk oyununu yazmış oto tamircisi Adem'in çağrıldığı Kültür Bakanlığı'nda Müdür Bay Çelik'in ofisinde buluyoruz.
Matruşka bebeklerinin birbirinin içinden çıkması gibi içinde oyunlar barındıran oyunun oyununu izliyoruz. Devlet organlarının sanata uyguladığı sansür gibi bir konu, kurgu ve gerçeklik çatışması ekseninde işleniyor.
Rahatsızlık veren gerçeklerin yerine idealize yaşamların kurgulanması; devlet eliyle şekillendirilmeye çalışılan sanat ve haliyle toplum, eleştirisinin Adem karakterinin "ayna" kişiliği üzerinden anlatımı çok güzel düşünülmüş. Öte yandan seyirciye de farkındalık yönünde bir ayna tutulmuş.
Sansür, devlet, sanat ilişkisinin katmanlı aktarıldığı oyundaki oyunculukların her birini çok başarılı buldum. Aksi halde konu ve işleniş ilgimi de çekse aralıksız 2 saat süren oyunda odak kaybı yaşayabilirdim. Bu başarıda pay sahibi ekibi kutlarım.
Ayna / DasDas