Siz hiç ölmüş birinden masal dinlediniz mi?”
"Zalimleri azdıran şey karanlık bir vicdan ile ölümü düşünmeleri.."
"Herkes biliyor, herkes susuyor.. Korku bir denize dönüştü."
Adı: Ziya
Mesleği: Tersane İşçisi
Yaş:27 ve işkence edilerek öldürülmüş.. Evet Ziya ölmüş ama aslında bu Ziya’nın hikayesi.. O yüzden oyun Ziya’nın anlatımında geçiyor..
Ziya’nın abisi olan Midhat yaşadığı dönemin hükümdarını savunan (yani II.Abdülhamid’i ama isimler onun için çok önemli değildir aslında ), “devletimiz neylerse doğrudur” düsturuyla hareket etmektedir. Midhat tiyatroyla ilgilenmektedir ve bir kumpanyası vardır. Fakat bir temsillerinde Yıldız dedikleri bir fahişenin hikayesini anlattıktan sonra, Memduh adında bir jurnalci tarafından jurnallenir. Ve kumpanyasındaki herkesle beraber hapse atılmışlardır. Gerçi Memduh bir şekilde Midhat’ı hapisten çıkarır. Çünkü II.Abdülhamid’in Sherlock Holmes romanlarını ve tiyatroyu sevmesi nedeniyle Sherlock Holmes romanından bir piyes çıkarmasını isteyecek ve aracı olacaktır. Bu nedenle Midhat’a ihtiyacı vardır..Midhat tarafından hazırlanmasını istediği Sherlock Holmes piyesi Yıldız Sarayı'ndaki tiyatro salonunda padişahın huzurunda sahnelenecektir. Başarılı bir temsil olması durumunda, Memduh iyi bir terfi alacaktır. Memduh'un bu piyesten asıl çıkarı budur.. Midhat ise kumpanyasını hapse attıran Memduh'un bu teklifini başta red eder. Fakat Midhat'ın da en büyük hayallerinden biri büyük bir sahnede temsil gerçekleştirmektir.Bir de üstüne Memduh gibi bir düzenbazın bu piyesi başarılı bir şekilde sahnelemesi durumunda kumpanyasını hapisten çıkaracağına dair sözüne inanması ile beraber hayallerine kumpanya ile beraber saray tiyatrosuna kabul edilip maaşa bağlanmaları eklenince teklifi kabul eder.. Peki kumpanyası hapiste olan Midhat bu oyunu nasıl sahneleyecektir. Burda da oyunculara Memduh karar verecek ve 3 kişi önerecektir. Bu kişiler;Araksiya, Malva ve Emine Hayriye olacaktır.
Araksiya; erken yaşta dul kalmış Ermeni bir kadındır. Saat ustası eşi Horen'in hayaletiyle yaşamaktadır.Ve ayrıca kilise korosundadır. Doktor Watson rolüne can verecektir çünkü bütün ev hanımları Araksiya'ya danışırmış, bilmediği yokmuş o nedenle de Memduh, Araksiya'dan iyi doktor olacağına karar vermiştir.
Malva; 35-40 yaşlarında bir Rum terzisidir. Terzilik konusunda çok beceriklidir. Hatta Makriköy'deki sokak hayvanlarına kıyafet dikmesi ile de tanınmaktadır. Dünyada bir tek babası vardır. İnsanların Saf Malva ve aptal Malva dedikleri Malva ise Sherlock Holmes olacaktır. (Saf ve Aptal Malva demelerinin sebebi hem sokak hayvanlarına üşümemeleri için kıyafet dikmesi hem de 6 ay nişanlı kaldığı adamın abisiyle nişanlı olduğunu zannetmesi ve kendi düğününden kaçmasıdır.)
Ve Emine Hayriye; seyyar bir erkek berberidir.. Semtin en bilinen simalarından biri olan Emine Hayriye tavırları ile erkek gibidir.. Balıkçı Karagöz Tahsin onu Rus savaşında sokakta bulmuş ve onu Makriköy'e getirmiş, babalık etmiştir. Aslında kimsesi yoktur. Lakabı erkek Emine Hayriye ise güzeller güzeli Irene Adler'i..
Yani Midhat efendi temsili aslında gariban, zavallı diye de tanımlanan bu 3 kadın ile temsilin provalarına başlayacaktır. Bu prova süreci tabii ki çok kolay olmayacaktır.
Ve Sherlock Holmes piyesinde acaba hangi cinayetin faili bulunacaktır? Oyunda bu faili meçhul cinayet adım adım aydınlatılıyor.. Oyunun yeni olmasının da etkisiyle süprizi bozan bir yorum yapmamam gerektiğini düşündüğüm için detay vermiyorum.
Fakat oyunun finaline doğru ve finalinde ben gözlerimin dolmasına engel olamadım..Oyun beni o denli içine aldı..
Ayrıca oyunun başında Midhad'ın anlattığı Eflatun Yoncası masalını çok dikkatle dinlemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü oyunun finali ile de bağlantısı bulunmaktadır ("Herkesin o hor gördüğü 3 zavallı; anlatmış insanlara kendi çirkef hallerini.."). Oyun içinde bu şekilde gizler olması da oyun yazımında ne kadar incelikli bir çalışma olduğunu da gösterir nitelikte..
Zamanda yolculuk deneyimi yaşatan bu oyundan çıktığımda ( bin sekiz yüz doksanlarda geçen ve bir asırdan fazla geçmiş olsa bile ) nerdeyse en büyük değişimin sadece ilçe adında olduğunu fark etmiş olmam, bir kez daha içimi acıttı.. Çünkü günümüzde de aynı şekilde istibdat dönemi dedikleri II.Abdülhamit dönemi ile benzerlikler içeren o kadar fazla olaya tanık oluyoruz ki..Yasaklara boğulmuş bir ülke ve bu ülkede işçilerin/emekçilerin, hakkını arayanların, ötekileştirilenlerin, özgürlük isteyenlerin maruz kaldığı işkenceler, ölümler.. Anlayacağınız geçen sadece zaman..Zamanı gerçekten de boşa geçiriyoruz..
Oyunun finalinde Ziya'nın söylediği replikler de ("Ölüp gidiyoruz işte.. Birileri ölüyor, tanımadıkların ölüyor". bizim tanımadıklarımız bile olsa onlar başkalarının tanıdıkları da.) öyle çok isim geldi ki aklıma.. bu kadar çok isim gelince daha da içim acıdı ve hiçbirşey yapamamış olmaktan dolayı da kendimden de utandım..
OYUNCULUKLAR HAKKINDA
Oyun metni sarsıcı, düşündürücü, sorgulatacı.. Rejisi oyun metninin etkisini arttıracak derecede başarılı olan bu oyunda oyunculukların başarısı da kesinlikle yadsınamaz..
Midhat'ın pişmanlığını, çaresizliğini, sevgisini tüm mimikleri ve beden dili ile seyirciye geçiren Ali Rıza Kubilay'ı (ki daha önce seyrettiğim oyunlarında da hep başarılı olduğu için şaşırmadım açıkçası) , Ziya'nın isyanını, hüznünü, masumiyetini yansıtmada çok başarılı bir oyunculuk örneği nedeniyle Kadir Hasman'ı, 3 kadının da kişilik, karakterini üstlerine tam oturan bir elbise gibi giymiş olan Nurhayat Atasoy'u, Didem Germen'i, Nazan Koçak'ı ve dönemin adamı, jurnalci, fırıldak bir karakter olan Memduh'tan nefret etmemizi sağlayan performansı için ise Yunus Emre Kılınç'ı tebrik ederim.
MÜZİK, DEKOR VE SAHNE TASARIMI HAKKINDA
Oyun metninin derinliği düşünülünce sade bir sahne tasarımının çok doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum.. Bu yalın ama etkili dekor tasarımı için Kerem Çetinel'i, dönemi yansıtan kıyafetlerle kendimizi o dönemde hissetmemizi sağlayan kostüm tasarımları için Sadık Kızılağaç'ı (ayrıca Malva'nın giydiği gelinliğin kirli bir gelinlik olması da ayrıntılara ne kadar önem verildiğini gösteren bir diğer ayrıntıydı.) ve müzikler için de birçok tiyatro oyunundan tanınan başarılı bir isim olan Burçak Çöllü'yü çok çok tebrik ediyorum.
Ben oyunu çok sevdim, derim ki siz de gidin.. Tavsiyedir..
Sahnelerden eksik olmayınız.. Seyirciniz de alkışınız da bol olsun..
Sherlock Hamid / Bakırköy Belediye Tiyatroları