Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Oyunu bu yaz Fişekhane’de izledim.
Çok sık tiyatroya gitmeme rağmen orada izlediğim ilk oyundu. İzlediğim yer 3. Sırada olmasına rağmen en sol tarafta olduğum için bazı sahnelerde ters tarafta kalmış oldum. Ama buna rağmen en beğendiğim oyunlardan biridir.
Oyuna gelmeden önce konusunu okumadan gittim ve açıkçası böyle bir şeyle karşılaşacağımı asla tahmin etmezdim.
Oyun tam bir katarsis. Sanki olayı ben yaşamışım da terapiye gelmişim gibi hissetim. Öyle içine aldı beni oyun.
Dekor muazzamdı. Benim bir oyunu beğenmem için önemli bir kriterdir dekor. Kaynayan çayın buharı, buzdolabında asılı duran fotoğraflar, beraber yapılan yemek, örülen örgü…
Masada 3 kişi sohbet edip geçmişten bahsediyorlar ama sanki 4. sandalye var ve orada ben oturuyormuşum gibi hissettim. Onlar anlatıyor ben dinliyorum. Dikkatim hiç dağılmadı. Saatime hiç bakmadım. Gözümü kırpmadan dinledim. Oyunun zirvesi sayacağım bir anda (yüzümüze sıra sıra gerçekler vurulduğu an) çıt çıkmadan nefesimizi tutup dinledik tüm seyirciler. Resmen nefes almadan dinledik. Ve sonrasında gözyaşlarım süzüldü yanaklarımdan. İzleyenlerin ağlama ve burun çekme sesleri yankılandı salonda.
Metin çok ince işlenmiş. Yemeğin adının “kapama” olma detayına vuruldum.
Sonra bir an bitiyor sandığımız bir an salon karardı ve arkada görünen canavar resmi. İnanılmaz yaratıcıydı.
En sonda ise şok olmuş şekilde seyirciyi bırakmaması ve gözyaşlarımızı gülerek silmemiz iyi bir kapanıştı. Yoksa bendeki etkisi haftalar sürebilirdi.
Gerçekten tüm ekibin eline, emeğine sağlık.
Tunç Şahin’i ayakta alkışlıyorum. Muhteşemdi.
Canavar / İki Tiyatro