"Şairler Mezarlığı" oyununu izlemek, bir tiyatro deneyiminden çok daha fazlasıydı; adeta duygusal bir yolculuğa çıktım. Ersin Doğan'ın yazdığı, Selena Demirli Doğan'ın ise yönetmenliğini üstlendiği bu eser, sadece bir tiyatro gösterisi değil, şiirsel bir deneyimdi. Oyun başladığı andan itibaren, hayat ve ölüm, varlık ve yokluk arasındaki ince sınırları hissettim. Mısra ve Piraye'nin hikayesi, iki ruhun içsel çatışmaları, izleyiciyi derinden etkileyen bir dramın içine çekiyor.
Özellikle oyunculuklar inanılmazdı. Selena Demirli ve Dilek Uluer, karakterlerine o kadar derinlik katmışlar ki, izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Işıklar ve dekorlar da bu mistik atmosferi güçlendiriyordu.
Bu oyun, sadece sahnede gördüğümüz bir hikaye değil, aynı zamanda ruhsal bir keşifti. Geçmişin, hatıraların ve kaybolan anların yankıları arasında kaybolmak, her bir kelimenin ağırlığını hissetmek…
Bunu izlemeyi düşünen herkese kesinlikle tavsiye ediyorum. "Şairler Mezarlığı", sadece izlenmesi gereken değil, hissedilmesi gereken bir oyun.
Şairler Mezarlığı / A.H.E.N.K