#ABBO
Bu akşam "Nerdeyse Eşittir" oyununu izledim. Brecht'in "Bana ne anlatırsan anlat ama önce eğlendir" öğüdünü dinlemiş bir reji vardı ama işi zordu. Çok sıkıcı bir konu olan "Sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılama bilimi: Ekonomi" 'nin kirli sırlarını ve alicengiz oyunlarını anlatırken eğlendirmeye çalıştı. Liselilerin, 16 yaşındaki borsacıların ve otobüs şoförlerinin bile "Ben ekonomistim" diyebildiği coğrafyamızda bilhassa zor bir konu.
Ticaret Lisesi, muhasebe ve vergi önlisans, aöf de olsa işletme lisans bitirmiş üsüne de iktisat terk biri olarak oyunun "Ekonomi bilimi kasten anlaşılmaz hale getiriliyor" sözünün altına imzamı atarım. Eminim ''İyi ki insanlar paranın ve bankacılık sisteminin nasıl işlediğini bilmiyor. Bilecek olsalardı sabaha çıkmadan ayaklanırlardı.'' sözü ile tanınan kapitalizmin peygamberlerinden Henry Ford'da imzalardı.
Oyunun anlattığı şeyleri yazmayacağım çünkü çok sıkıcı, eğlenerek öğrenmeniz için oyunu izlemeniz lazım. Üstelik sadece teorik akademik bir içeriği yok, üç harflilerde kasiyerlik yapan üniversite mezunlarından yeni ayfon için gece sokakta yatanlara, şirin bir kafe açmak isteyen beyaz yakalı plazalılardan küçük bir ege köyüne yerleşmek isteyenine kadar gündelik hayattan pek çok gerçek insan portresi de orada, çoğunu yakınen tanıyorsunuz.
Oyunun bilet sistemi ilginç. Önce bilet alıp oyuna giriyorsunuz, beğenmezseniz çıkışta paranızı iade ediyorlar.
Çok dikkate değer iki alternatif ekonomist ile tanışabilir, hoş dekoru ve enerjik oyunculukları ile bol mizansenli dolu dolu bir sahneleme izleyebilirsiniz.
Bana 2008 yapımı Kiyoshi Kurosawa'nın yönettiği Tokyo Sonatı filmini hatırlattı. Oyundan önce izlemenizi öneririm.
Emeği geçen herkese helal olsun.
Neredeyse Eşittir / Cihangir Atölye Sahnesi