Her şeyden önce Uğur Kanbay'ı yürekten tebrik etmek gerekiyor. Böylesine güzel bir metin ortaya koymak, şahane bir performansla sergilemek, yönetmek, ne büyük başarı. Eylül'ü büyük beğeniyle izledim. Uğur Kanbay şahaneydi, özellikle ilk perdenin metni müthişti. Yegane eleştirim ikinci perdeye, özellikle son kısmına dair olacak. Anlatılan konu zaten son derece sert, trajik. Oyunun son yarım saatine kadar benimsenen esprili dil, izleyicinin acımaktan çok anlamasına hizmet ediyor ve buna çok saygı duyuyorum. Oyunun sonuna doğru ise Eylül'ün hayatındaki bütün travmalar, olanca sertliğiyle ve tamamen gösterilerek aktarılıyor. Tek başına birer oyun konusu olabilecek bunca trajik şeyin üst üste gösterilmesi, bence oyunun etkisini düşürüyor. Eylül'ün hayatının gerçekten böyle olduğunu ve gösterilmesi gerektiğini savunanlar tabii ki çıkacaktır. Bu görüşe de saygı duyuyorum. Ancak bu yaklaşım izleyicinin bir yerden sonra hissizleşmesine yol açıyor ve bence oyunun etkisini azaltıyor. Bazı şeyler açıkça gösterileceğine hissettirilseydi, ima edilseydi, etki çok daha vurucu olabilirdi. Bununla birlikte, izlenmesini mutlaka tavsiye edeceğim bir oyun. Başta Uğur Kanbay, bütün ekibi kutlarım.
Eylül / sfrpztf