3 yıldır gitmek istediğim bir oyundu. Sonunda izleyebildim, fakat beğendiğimi söyleyemem. Hatta Okday Korunan'ı, oyunu tek başına oynayıp yönetmesine rağmen ortaya kafası karışık bir yorum çıkardığı için eleştirebilirim.
Oyunda kronolojik bir sıra yok. Bahsedilen olaylar tarih olarak sonrakinden daha önce yaşanmış olabiliyor. Seyircilerin bir kısmı bunu bilmiyor olabilir (Ki bilmek zorunda değil) ama bilen için kafa karıştırıcı. Keza, bulunduğu yerde niye bulunduğu ve sürekli andığı hanımın kim olduğu da seyirciye sezdirilmiyor (En azından ben bilmiyorum). Seyirci, hangi anektod neden anlatılıyor, bağlamı ne anlamadığından oradan oraya sürükleniyor. Oyun bu haliyle, Yahya Kemal'in sahnenin değişik yerlerinde tanınmış şahsiyetleri (bir kısmını laf çarparak) andığı, bir yere varmanın önemli bulunmadığı, bütünlükten ve derinlikten uzak bir metin haline geliyor. Bu müphemliğin nedeni belki rahmetli Sönmez Atasoy'un veya Okday Korunan'ın, Yahya Kemal'in rüyamıza girdiğini zannetmemizi istemeleri olabilir. Böyleyse bile ne kendimde ne de salonda bu yönde bir kabule şahit olmadım.
Okday Bey'in Yahya Kemal canlandırması inandırıcı sayılabilir, fakat seyirciyi duygu olarak bir yere taşıyamadığını söyleyebilirim. Mesela, ben oyuna Yahya Kemal'in duygusal güzergahında belki bize de yer vardır, umuduyla gitmiştim. Ama bu temsilden Yahya Kemal'e dair bir şey çıkarma ihtimalimiz yokmuş. Üzgünüm.
Kendi Gök Kubbemiz (Yahya Kemal) / İstanbul Devlet Tiyatrosu