ıstırap korosu, türkiye'den insan manzaraları sunmak isteyen bir söylemler toplamı. oyun hiçbir ilginç ve kayda değer an yaratmıyor. birbiri ardına yığılan cümlelerle, herhangi bir derinlik arzusu taşımadığı gibi, ele aldığı hayatları sömürücü bir ucuzlatmaya tabi kılıyor. oyundaki cinayet, şiddet, cinsellik, ilişkilerdeki adaletsizlik, hastalıklar ve yaşlılık kolayca söylenip geçilen şeyler. (bu biçimin kaliteli bir şekilde yapıldığında ne kadar iyi sonuç verdiğini ayfer tunç'un bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi romanında görmüştüm. onda edebiyatın gücü işleri kolaylaştırmıştı.) oyunculuklar da bu anlatım tarzına uygun olarak, canlandırdıkları tiplerin en sivri uçlarını temsil ederek karikatürler çiziyor. oyuncuların artık çalışılmış gibi duran gülerek rolden çıkmaları, bütün yüzeysel söylemle birleştiğinde bilinçli bir yabancılaştırma gibi duruyor. peki bu oyundaki deneyim yaşatmamanın vardığı tartışma ne? bazı cevaplar verilebilir ama önemli bulmuyorum. eğer, anlamak istediğim gibi, 'değip geçivermelerin' ironisiyse bu oyun, kendi kendisiyle daha zekice dalga geçerek hedefi vurabilir. bu kullanılmamış potansiyel, oyunun dile getirdiğinden daha ilgi çekici.
Istırap Korosu / BAM