Şimdiye kadar izlediğim prodüksiyonu en iyi olan oyundu. Oyunculuklar çok güzeldi, danslar ve kareografiler çok estetikti, dekor çok kaliteliydi, iyi tasarlanmıştı ve çok iyi kullanılmıştı. Küçük bir orkestra müziği canlı olarak yapıyordu, onların da performansı çok iyiydi. Türk müziğinin ve tiyatrosunun en ünlü eserlerinden birini bu kadar iyi bir prodüksiyonla izleyebildiğim için çok mutluyum.
Aslında 10 puanlık bir oyun olduğunu düşünüyorum, fakat baş karakter Rıza'yı canlandıran Levent Çelmen benim gözümde bu oyunu tamamiyle rezil etti. Ucuz kahkahalar almak için oyunun akışını (özellikle ikinci yarıda) sıklıkla 'Çok Güzel Hareketler Bunlar'dan çakma esprilerle böldü. ('bak seyirci anlamamış gülüyor', 'seyirci sıkıldı artık şu senaryoyu hızlandırın', vs.) İkinci yarının ortasında bir yerde oyun hikayesinden tamamen koptu, Levent Bey iki-üç dakika şovmenlik yapıp alkışını aldıktan sonra oyun bu 'sahneden' bağımsız olarak devam etti. Oyunun orijinal hikayesini okumadım, fakat hikayenin sonunun da benzer şekilde şovmenlik yapılabilmesi için erken kesildiğini tahmin ediyorum.
Dördüncü duvarın yıkılması benim sevdiğim bir tiyatro/film öğesidir, hatta Nesrin ve Veysi'nin sahnelerine orkestranın dahil edilmesi bence çok güzeldi, ama karakterden tamamen çıkarak, oyunun akışını bozarak, sadece ucuz espriler için bunun yapılması hiç hoşuma gitmedi. Canlandırdıkları esere saygısızlık etmişler.
Benim dışımdaki seyirciler bundan çok rahatsız olmamış gibiydi, hatta ikinci yarıda ('Çok Güzel Hareketler Bunlar' adabına uygun olduğu şekilde) Levent Bey sahneye çıkınca alkışlandığı oldu. Oyunun sonunda en çok alkışı da o aldı. Fakat ben dediğim gibi bu oyuna saygısızlık edildiğini, 'televizyon tiyatrosu' nda öğrenilmiş alışkanlıklar yüzünden de bunun seyircinin gözüne batmadığını düşünüyorum.
Lüküs Hayat / Ankara Devlet Tiyatrosu