"İstediğim şey huzur; gürültü patırtı değil." diye devam etti Bay Golatkin. "Öteki insanlarla beraberken nasıl yaltaklanıp, yerlere kadar selam verilir bilmeniz gerekir. Bu toplumda sizden beklenen bir harekettir.Sözcük oyunları ve güzel iltifatlar yapmak zorunda kalırsınız,sizden bunları beklerler.Ama ben bunları beceremem, ben basit ve sade bir adamım."
Öteki Dostoyevski'nin çok sevdiğim bir metni, Freud'dan önce daha psikoloji bilimi çağdaş anlamda gelişmeden yıllar evvel insan psikolojisine dair bu kadar detaylı çözümlemeler yapabilmesi şaşırtıcı. İnsan her ne kadar özgür olduğunu sansa da toplumsal bir varlık hatta toplum tarafından biçimlendirilen toplumsal bir "nesne". Bu biçimlendirmeye karşı çıkmaya çalışmaksa "öteki" yi "deli" yi yaratıyor. Benlik bölünüyor ve uyum sağlamaya çalışan Burak, uyum sağlayamayan Burak, bu parçalanış ve uyumsuzluğun kaygı içinde bıraktığı Burak, bir sürü Burak görüyoruz.( Söylemeden geçemeyeceğim ben oyunun Türk karakterlere uyarlanmasını nedense sevemedim, Dostoyavski'nin Rus soğukluğuna alıştığımdan olsa gerek.) Bu benlik bölünmesinin yansıtılış şeklini çok beğendim.Dekoru beğendim, sahne geçislerinde ses kullanımı çok iyiydi. Oyunculuklar harika, Erdem Şenocak'ın diksiyonu, artikülasyonu çok iyiydi; hızlı bir metin olmasına rağmen her söylediği anlaşıldı.Sahnede izlemeyi özlemişim kendisini. Bazı sahneler çok tekrara düşüldüğü izlenimi veriyor, süre bir 15 dk kısaltılabilir bence vuruculuk açısından da daha etkili olurdu. Ben konuyu ve işlenişi beğendim.Son olarak Freud'un da dediği gibi "Uygarlığın bedeli nevrozlardır."
Öteki / Luz Yapım