İzleyicisini - kendi zamanına- hapseden bir oyun. elim yüreğimde takip ettim Deniz'in ve Ersin'in hikayesini. çok hüzünlü, ve daha da dışa, tek rengin tek sesin içinde başka bir hayatın var olduğundan bir haber kimi insalığa, bağıra bağıra yaşanması gereken bir yan. yürekte bir sızı kaldı denir bazen, bu oyunu izlerken en temel duygu yoğunluğu bu tanımda birleşiyor. izlemekten çok keyif aldım yazamıyorum, bütün gülümseten bazen kahkaha attığımız sohbet, kocaman bir sızıyı örtülüyordu. iki tiyatrocuyu da kutlarım, umarım daha nice seyircisi olur ve belki sıkışmış/ sıkıştırılmış soruları/sorunlarımızı ferahlatır. Umarım izleyicilerin zihninde birleştirici, onurlu bir yolculuk başlatır veya hatırlatır. teşekkürler.
Misket / Faraza Tiyatro