yabancı ve buram buram yapaylık kokan bir metin. oyuncuların emeklerine, yeteneklerine, performanslarına haksızlık ediliyor. cevat çapan, veril cumalı ve ali taygun'un dilimize kazandırdığı oyunun metnini türkçe olarak okudum. oyunda da bire bir metne bağlı kalınıyor gördüğüm kadarıyla. bu garipsenecek bir durum değil. ancak bunu bir metin olarak okurken rahatsız olmayan okuyucu, görsel bir performansta aynı diyaloglara denk geldiğinde kopuyor. çünkü üst üste koyamıyorum, sırıyor ve taşıyor. sadece türkçe konuşan iki ingiliz var sahende aslında. çok mu önemli, bence önemli. ben hoşlanmadım.
"beatrice, ellerin, tenin, gözlerin, dudakların ne kadar güzel. bu türlü sözlerimi bağışlıyor musun benim?"
son derece başarılı olan, örnek gösterilebilecek bir dekor ve sahne tasarımı vardı.
riyakar davranmayacağım. dört mevsim'i beğenmeyip sırf popüler ve kitabı dünya çapında meşhur bir eser diye anna karenina'yı bayıla bayıla izledim nefis bir klasikti demeyeceğim, demedim de. dört mevsim, anna karenina'dan daha izlenilir di, buna hiç şüphe yok.
son dokunuş:
kadın erkek ilişkisi üzerine ve bahsettiğim üzere yabancı bir metin. izlenilebilir, büyük beklentilerle gitmeden.
Dört Mevsim / İstanbul Devlet Tiyatrosu