Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Oyuna gideceklerin Can yayınlarından çıkan kitabı okumalarını tavsiye ediyorum, özellikle detaylı önsöz bölümünde yazar ve bu oyunun Türkiye macerasını da çevirmen Behçet Necatigil'in penceresinden öğrenmek çok faydalı. 1947'de daha 26 yaşındayken çok genç yaşta ölen Wolfgang Borchert'in 25 yaşındayken (Asker de oyunda 25 yaşında) yazdığı çok çarpıcı anti militarist ve anti faşist oyun (en azından yazarın hayatını oyunu görmeden mutlaka okunması tavsiye)
Bu önemli oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahneye koyulmasına teşekkür ederek (2.yarıyı seyretmediğim için sadece 1.yarıyla ilgili) bazı eleştiri ve yorumlarım (Mecidiyeköy Sahnesi ön orta dan seyrettim)
Dikkat Spoiler içerir:
Dekor güzel, başlangıçtaki dans performansı da oyunun devamı için çok ümit vermişti ama:
Asker; açlık çeken felaket durumda birisi ama oynayan oyuncu koç gibi:) Seneler önde bu rolde Nişan Şirinyan oynamıştı. Yani Pianist filmindeki Adrien Brody kadar olmasa da Nişan Şirinyan gibi zayıf olması lazım.
Ölüm : Askerin zıddı semirmiş şişman birisi olması lazımdı (Veya kostümle halledilebilirdi)
Elbe; Makyaj kötü, nehir efekti için ince naylonların kullanılması bu güzel dekor içinde çok sakil durmuş (Youtube'da bazı performanslarda nehir video olarak gösteriliyor)
Binbaşı; Neden elektrikli tekerlekli sandalyede ve neden megafonla konuşuyor? Zaten yazarın masa tasviri ve metin çok etkileyici, ayrıca kafasındaki peruk çok kötü gözüküyordu (Belki sahneye çok yakın olduğumdan)
Neden bu kadar kalabalık oyuncu kadrosu olmasına ve salon da nispeten ufak olmasına rağmen şarkılar playback?
Kapıların Dışında / İstanbul Devlet Tiyatrosu