Başarılı bir uyarlama, harika bir performans. Her oyuncunun hayatı boyunca belki de bir kere karşılaşacağı bir rolü olur ya, o rol sanki sadece o kişi için yaratılmıştır ve başka hiç kimsede aynı karşılığı bulamaz. Dirmit rolu de Nezaket Erden için böyle hissettiriyor bizlere. Tek kişilik bir performansın altından böyle başarı ile kalkabilmek hiç kolay değil. Ritm yerinde, duygusal yoğunluk dengede, biçimsel yönelimler (taklitler, bedensel formlar vs) içerik ile son derece uyumlu, role ait olmadığını hissettiğimiz hiçbir abartı yok. Nezaket Erden bu anlamda övgüleri sonuna kadar hakediyor. Oyun rejisi oldukça basit ve yalın. Neredeyse rejinin ‘yokluğu’ tercih edilmiş gibi. Yine de bazı yerlerde oyuna bir parça müzik de eşlik etsemiydi diye düşünmeden de edemiyor insan.
Sadece iki tereddütten bahsetmek istiyorum. Birincisi ; oyunun daha başlarında, oyun henüz biz seyircilere Nezaket Erden’e hissettirdiği kadar güçlü duygular hissettirmediğinden sanırım, gülmek arzusu taşıdığımız birkaç yerde oyuncunun gözyaşlarını çok kolay anlamlandıramıyoruz. Ama ilerleyen bölümlerde bu tereddütümüz yerini, daha dengeli ve yoğun bir paylaşıma bırakıyor. Erken gelen o gözyaşları için tam olarak daha hazır değil miyiz acaba? İkincisi; oyun yapısı gereği, küçük sahneler için ideal... Yani sahneden ve Dirmit’in o güzel ruhunu yansıtan gözlerinden uzaklaştıkça oyunun üzerimizde bıraktığı etki katlanarak azalacak gibi görünüyor. Her sanatçı büyük kalabalıklara oynamak ister elbette ama Dirmit’e sımsıkı sarılıp onu hiç bırakmadan birlikte gülmek, birlikte ağlamak istiyorsanız eğer ona yakın mesafede ön koltuklarda oturmanızda fayda var.
"Durur muyum? Durmadım..."
Sen hiç durma güzel kızım, hiç durma güzel insan. Cesaretin hepimizi aydınlatsın.
Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit / Tiyatro Hemhâl