Uzun zamandır bu kadar keyifli bir oyun izlemediğimi itiraf etmeliyim. Çevremiz, yüksek sanat (!) aşkının alengirli yorumları ile tanınmaz hale getirilmişi klasik oyunlar ile doluyken, Şatonun Altında Oyunu, tiyatronun özünde yatan ‘basitliğin’ doğru kullanıldığında ne kadar güçlü bir izlek yaratabildiğini bizlere çarpıcı bir biçimde gösteriyor.
Uzun zamandır bu kadar iyi çalışılmış, ince detaylarına kadar hakkı verilmeye çalışılmış oyunculuklar izlememiştim. Po ve Mei adındaki bu iki sevimli ucube, sahnede ismim ya da varlığım bile yeter diye düşünerek, rolüne asgari zaman ve emeği harcamaktan imtina eden oyunculara çarpıcı bir ders adeta.
Ancak;
Oyunun hikayesi harika bir fikir ile yola koyuluyor; ‘Macbeth’i bir de sarayın iki çamaşırcısından dinleyin’. Bildiğimiz bir hikayeyi bize ilginç bir biçimde anlatan iki çamaşırcıdan daha da ötesini umuyoruz. Ama olmuyor. Hikaye sanki kendini yalnızca bir sahneleme biçimi şeklinde var etmeye çalışıyor. Biçimin altında kaybolup gidiyor ya da bir köşeden ürkekçe Po ve Mei’nin mizansenlerini seyrediyor. Duncan’nın kanlı çarşaflarının iki çamaşırcının önüne gelmesi ile hayatlarının nasıl etkilendiğini görüyoruz. ‘Sabahlara kadar yıkadık ama kan lekeleri çıkmadı’. Bu heyecanı, sadece bir-iki dakikalık mizansenler ve replikler ile değil, hikayenin tüm dokusunda hissetmek istiyoruz. Ama olmuyor. Üstelik bazı komik mizansenlerin abartılması ile ne izlediğimizi bile unuttuğumuz oluyor. Yer yer harika bir sirk gösterisi izliyormuş hissine kapılıyoruz.
Şiirsel dil ile alay edilen yerlerle bu alaycılığın dışında kalan Po ve Mei ‘nin kendi şiirsel replikleri de mevcut. Bu ikisi yer yer birbirine karışıyor. Bu kısımlarda seyirciler olarak ne hissetmemiz gerektiği konusunda bocalıyoruz. Alay mı ediyorlar? Yoksa ciddiler mi? Ciddi iseler neden tedirginler?
Reji tercihi olduğu ve neden olduğu gayet anlaşılıyor ama oyun bitiminde, Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal’ı alkışlayamamış olmanın burukluğu kalıyor üzerimizde, onların yerine Po ve Mei’yi alkışlamak ile yetiniyoruz.
Şatonun Altında / Fiziksel Tiyatro Araştırmaları