Özellikle Günay Karacaoğlu'nun performansı, dekor ve ışık bence çok güzeldi. Oyunun bazı anlarda müzikale dönüşür gibi olması da eğlenceli fakat şarkıların niteliği için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Kitabı çok severim ama şive komedileri, kelime şakaları, belaltı imalı şakalar vs. ile süslenen kolay komedi unsurları sebebiyle uyarlanış biçimi, hikayeler uyuşsa da bana hitap etmedi. Yerli komediyi sinemada da benzer şekilde görüyoruz ve belli ki böylesi seviliyor. İnteraktif durumların bu kadar sık kullanılması da benlik değil. Dolayısıyla oyunu sevdiğimi söyleyemem. Fakat bu göreceli bir durum, başkası için eğlenceli olabilir veya ben zaten bir uzman olarak yorum yapmıyorum.
Sadece bunları söylemek için normalde yorum yazmazdım. Esasında ilk defa bir oyun hakkında yorum yapmadan edemedim çünkü benzer işleri sıkça görüyoruz ve yazdıklarımın olumlu bir geri dönüş sağlamasını umuyorum. Klişe gay tiplemesi, küfürler vs. sürekli cinsiyetçi şakalar duymaktan inanılmaz rahatsız oldum ve bunlar olurken bir anda kadın hakları ile ilgili mesaj verilmesi çok acayipti. İnsanları, bir kadına ısrarla aynı küfürle hitap edilmesine, diğerine ise dekolte şakaları yapılmasına alıştırdıktan sonra oyunun yaklaşık 30 saniyesini ayırıp kadın hakları nutuğu çekilmesi tutarsız ve bence etkisiz bir durum. Toplumun bu bilince sözlerle değil eylemlerle ulaşacağını düşünüyorum.
Ayrıca merak ediyorum izleyiciler arasında Genco Erkal olsaydı şakalı şiir bölümlerini oynarken biraz olsun rahatınız kaçar mıydı?
Don Kişot'um Ben / Baba Sahne