Sokrates soruyor... seyirciyi politik olarak konumlandırmak size mi kaldı? Kaleminiz güzel olabilir, nitekim lineer olmayışı seyircinin alımlaması açısından kafa karıştırıcı, güzel simgeler var ama boğucu aksesuar kullanımı, yaratılan dünyada sözsel olarak düş sunarken görsel olarak sizi de bizi de kısıtlıyor. İnce bir eleştiri olduğunu biliyorum ama laf olsun diye değil, yapıcı olma ihtimaline karşın yazıyorum. Evet oyuncuların enerjileri güzel tabii ellerinize sağlık ama yüksek enerji ile forse edilen oyunculuk arasında fark var. Berkay Ateş adına bu söylediğim. İyi bir oyuncuyu iyi yapan faktörler çok çeşitli olmakla beraber zorlama olan şey seyirci tarafından iyi hissedilmeyecektir. Hele ki seyirciyi politik olarak bir sınıfa sokmak ve onu eleştirmek... Büyük yabancılaştırma efekti oldunuz benim için. Rahatsızlık duydum ve gerçekten çok sinirlendim. Sen kimsin karşıma geçmiş beni yargılıyorsun dedim. Bunun sanatsal yolu seyircide özyargılamayı açmaktır. Seyirciyi suçlamak banal ve terbiyesizcedir. Bazı abileri dinleyerek büyüdük, biri “Kimse Bilemez Neler Hissettiğimi” diğeri de “Siz Benim Neden Kaçtığımı Nereden Bileceksiniz “dediler. Biraz sanat biraz hoşgörü.
Yaratılan politik sınıflandırmanın dışında oyunun ütopik masalsı uçarı kimliğini sevdiğimi zevkle yazıyorum. Ellerinize sağlık.
Hakikat, Elbet Bir Gün / D22