Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Sanatçının hem mimari işleve, hem yapılı çevre ile doğa arasındaki akışkan ilişkiye olan yaklaşımında zaman, bellek ve anıtsallık öne çıkar. “Domus” isimli çizim serisinde betimlenen mimari biçimler ilk bakışta ‘ev’ kavramına dair en temel temsil kodlarını barındırsa da daha yakından bakıldığında pencereler ve kapılarla ilgili çeşitli işl DEVAMIevsizlikler ve uyarlamalar göze çarpar. Evlerin geçiş alanları üzerindeki bu oyuncu yer değiştirmeler içerisi ve dışarısı arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır ve geçiş alanlarının ya sıradışı bir ölçekte yayılışına ya da tamamen tıkanma olasılıklarına işaret eder.
Sergide yer alan tüm desenler sanatçının Polonya’daki Auschwitz-Birkenau Toplama Kampları’nı gezerken çektiği fotoğrafları esas alır. Bunlar savaş sırasında Auschwitz-1’in parçası olarak yeniden işlevlendirilen ve günümüzde de Holokost’u hatırlamak üzere anıt
işlevine bürünmüş olan süvari kışlalarının ön cephe ve iç görünümleridir. TUNCA’nın betimlediği bu yapılara ait tuğla duvarlar, kapılar ve pencereler birçok tarihsel katmanı birbirine örer ve kullanım değeri ile sembolik değerin sürekli birbirinin yerine geçtiği alanlar
yaratır. Bu çalışmalarda mimarı yapıların inşası, işlevlerini yitirmeleri, anıtsallaşmaları, terk edilerek zaman içerisinde doğadaki dönüşümleri eşzamanlı olarak karşımıza çıkar ve tarihin yalnızca geçmişe ait birşey olmadığını, şimdiki zamana dair kanıksadığımız herşeyin geçiciliğini hatırlatır. DAHA AZ GÖSTER