Olca Uzunokur’un yaşam – ölüm diyalektiğini vurguladığı 2012 yılındaki sergisinden sonra izleyicisi ile buluşacak olan “Bir Gece Masalı” adlı sergisi bir öncekinin devamı niteliğindedir. Bu sergisinde varoluş olgusu üzerinden en küçük hücre içindeki yaşamsal devinimin evrenle olan bağını ilişkilendiren sanatçı, doğal farkındalığa işaret e
DEVAMIder. Evrenle bütünleşme sorgulanırken cevapların hiçbir zaman oralarda bir yerde olmadığını, yalnızca içimizde olduğunu kendine özgü bir dil ile anlatır ve “sadece keşfedilmeyi beklerler” der.

Sanatçının, kollografi, monobaskı, linolyum ve çinko gravür tekniğiyle ürettiği özgün baskı resimlerinde, anlatım dilinde yer alan dokular ve renkler, içsel yalnızlığa vurgu yaparken mistik, aydınlık, pırıltılı ve narin görüntüsü ile izleyicinin ruhu ile konuşmaktadır. Bir düşü görünür kılmak isteyen sanatçının çıkış noktası, renkler ve oluşum halindeki biçimlerin ifadesidir. Sanatçının felsefesi yaratıcı ve aşkın olana, bilinçli bir yalnızlığa, duygulanım sürecine, bitmez tükenmez bir enerji döngüsüne tutkulu olmaktır.
DAHA AZ GÖSTER